Ne, Ne Değildir?Psikoloji

Şeker Bağımlılığı Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Şeker Bağımlılığı Nedir

Şeker bağımlılığı, pek çok ciddi hastalığı beraberinde getirecek önemli bir sağlık sorunudur. Erken alınan önlemler ve tedavi yöntemleri ile bu bağımlılıktan kurtulmak mümkündür. Üstelik günümüzde bir çok kişide bulunan ancak farkında olmadıkları için düzgün tedavi alamadıkları bir hastalıktır şeker bağımlılığı. Peki, tam olarak şeker bağımlılığı nedir?

Konu ile ilgili olarak yapılan araştırmalarda ise psikolojik olarak görülmesine karşın, fiziksel olarak şekere bağımlılık kazanılması olasıdır. Farelerde yapılan deneyler gösteriyor ki, gündelik olarak her birine verilen şeker miktarı tekrarlanmaması durumunda yoksunluk krizi yaşadıkları gözlemlenmiştir.

Şeker Bağımlılığı Neleri Kapsar?

Şeker Bağımlısı Olup Olmadığımı Nasıl Anlarım?
Şeker bağımlısı olduğunuzu anlamak için bazı alışkanlıklarınızı gözden geçirebilirsiniz.

Şeker bağımlılığı doğrudan şeker ile ilgili gıdaları kapsamaz sadece. İşin içerisinde salata sosları, barbekü sosları ve aklınıza gelmeyecek fakat içerisinde şeker barındıran bir çok gıda bulunmaktadır. İşlenen gıdalar ya da alkol de doğrudan şeker bağımlılığına katkı sağlar. Bu tür durum yaşayan kişilerin, gündelik şeker ihtiyaçlarını meyve ya da doğal bal aracılığı ile gidermeleri uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor.

Şeker Bağımlısı Olup Olmadığımı Nasıl Anlarım?

Öncelikle belirtelim ki şeker bağımlılığı obezite ve tip 2 diyabet için en büyük nedenlerden biridir. Kişi de tiroid bozukluk ya da hiperaktiviteden tutun da cilt problemleri ve kansere kadar bir çok hastalığın nedenlerini oluşturabilir. Peki, şeker bağımlısı olup olmadığımı nasıl anlarım diye soruyorsanız ise;

  • Sürekli tatlı yemek ya da bir tatlı ikram edildiğinde ikinci tabağı gözlüyorsanız,
  • Uykunuzda düzensizlik varsa,
  • Enerjiniz sürekli olarak bir tetikleyiciye ihtiyaç duyarak düşük ise,
  • Birden bire gelen açlık krizleri yaşıyor ya da doymak ile ilgili problemleriniz varsa,
  • Karın bölgenizde sürekli şişkinlikler var ise, siz de şeker bağımlı olabilirsiniz.

Şeker ve Bağımlılık Arasındaki İlişki

Şeker ve Bağımlılık Arasındaki İlişki
Şeker ve Bağımlılık Arasındaki İlişki

Her insanın beyninde zevk ya da ödül merkezi adı verilen bir alan mevcuttur. Belirli davranışlar ve eylemler pekiştirilerek ödül merkezine giden kapı aralanır. Beyin, ödül merkezi tetikleyen maddeleri fark ettiğinde dopamin salgılamaya başlar. Dopamin ile birlikte kişi mutluluk, zevk, öfori ve tatmin duygularını yaşar. Ayrıca dopamin, hafızayı ve beynin öğrenmesini de etkiler

Şekerli yiyecekler tükettiğiniz zaman, beyninizin aşırı dopamin salgılaması sizi zevk veren bir aktiviteyi tekrarlamanız konusunda ikna eder. Zaman geçtikçe, pekiştirilmiş davranış ve öfori arasında kurulan bağlantı, size zevk veren durumu yaşamanız için daha fazla miktarda şekerli yiyeceğe ihtiyaç duymanıza neden olur. Tolerans oluştuktan sonra, organik neşe hissini elde etmek için zevk veren şekerli maddelerin miktarını arttırmaya devam etmeniz gerekir.

Yüksek karbonhidratlı çoğu öğün tatmin edici olmadığı gibi, şeker yüklü besinlerin tüketimi bittikten birkaç sonra hızlıca acıkacağınızı unutmamanız gerekir. Dünyaca ünlü beslenme uzmanı Mark Hyman’a göre, tükettiğiniz hemen hemen her gıdada yer alması ve kaçınmanın zor olması nedeniyle şeker, kokainden sekiz kat daha fazla bağımlılık yapar.

Şeker Bağımlılığı Neden Bir Problemdir?

Keklerden, turta ve sütlü kahvelere kadar pek çok gıda şeker içerir ve bu durumdan kaçınmak neredeyse imkansızdır. Şeker bağımlılığı olarak da bilinen şekerli yiyecek ve içeceklere olan duygusal ya da psikolojik bağımlılık durumu, dünyanın pek çok yerinde büyük bir sağlık sorunudur.

İşlenmiş gıdalar ve rafine tahıllar, vücut yiyecekleri sindirdiği zaman vücutta ekstra şeker oluşmasına neden olur. Ölçülü şeker tüketimi elbette zararlı değildir ancak günümüzde pek çok insan şeker kullanımını aşırıya kaçırır. Örneğin, Amerika’da yapılan yakın tarihli bir araştırmaya göre Amerikalıların yaklaşık %75’inin aşırı miktarda şeker tükettiğini ve bunların birçoğunun şeker bağımlısı olarak sınıflandırıldığı gösterir. Bu durumda da insanların yaşam kalitesi giderek düşer ve pek çok sağlık sorunu için risk grubuna dahil olurlar.

İnsanlar Şeker Bağımlılığını Nasıl Geliştirir?

Kişinin şeker tüketmesi sonucunda vücudunda kısa süreli yüksek bir enerji kıvılcımı meydana gelir. İnsanlar genelde, şekerle birlikte meydana gelen dopamin salınımının tadını çıkartır. Ancak, şekerin bağımlılık yapan doğası sebebiyle aşırı şeker düşkünlüğü obezite ve diyabet gibi uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca şeker bağımlılığı, diğer kompulsiyonlara ya da davranışsal bağımlılıklara benzer şekilde olumsuz ruh hali, kaygı ve stresi olan kişiler için özel bir risk taşır.

Ek olarak, sürekli bir biçimde yorgunluktan mustarip olan insanların pek çoğu, karbonhidrat açısından daha zengin olan şekerli yiyeceklere kolayca yönelebilir. Şeker, vücudun endorfin salgılamasına ve vücuttaki diğer kimyasallarla birleşerek enerji dalgalanmasına neden olur.

Bir insan, genellikle istemeden zihinsel olarak şekeri enerji sağlamaya yardım eden bir madde olarak görmeye başladığında, şekere bağımlı hale gelir. Böylece insanlar aşırı sinirlilik hali ve duygusal düşüşler gibi durumları dengelemek için şeker tüketmeye gereksinim duyarlar. Bu noktada genellikle insanların beslenme alışkanlıkları üzerinde oldukça az kontrolleri vardır ve şekere bağımlılıkları tamamen gelişmiştir. Bazı araştırmalara göre şeker en az kokain kadar bağımlılık yapmaktadır.

Şeker Bağımlılığı Neden Çok Yaygındır?

Şeker Bağımlılığı Neden Çok Yaygındır
Şeker bağımlılığı, tüm dünyada çok yaygındır.

Sağlık uzmanları tarafından şeker alımının azaltması tembihlenirken, insanların günlük kalori alımının üçte birini şeker grubu oluşturur. Araştırmacılar, bisküvi ve tatlılar gibi kötü karbonhidratları tüketmenin düşük kan şekerine yol açtığını ve beyindeki dürtü kontrolünü etkilediğini ortaya çıkartmıştır. İnsanların bazıları, şekerin doğal olduğu için kötü olmadığını iddia edebilir ancak bu durum yalnızca besin ve vitamin sağlayan, doğal olarak oluşan bazı şekerler için geçerlidir.

Çoğunlukla işlenmiş gıdalarda bulunan şeker, aşırı tüketildiği zaman çocuklardaki gelişim sorunlarına ve dünyanın pek çok yerinde baş gösteren obezite krizinin nedeni olarak ele alınır. Bağımlılık, daha fazla şeker ihtiyacına sebebiyet verir. İnsanlar bir gecede şişmanlamayacağı gibi, kalp problemleri de geliştirmezler. Ancak şekerin neden olduğu zararlı etkiler, uzun bir sürede meydana gelir ve bu da şekeri daha da tehlikeli bir hale sokar.

Şeker tükettiğiniz zaman, vücudunuz ve beyniniz daha fazla şeker tüketmek ister. Ayrıca şeker, beyinde dopamin salgılanmasına neden olduğu için kan şekeri seviyenizi yükseltir. Ancak, daha fazla şekerli yiyecek tükenme ihtiyacınızı kuvvetlendiren açlık ve aşermeler nedeniyle kan şekeri seviyenizi düşürür.

Bu durum da vücudunuzun kan şekerini yükseltmek ve haz duygusunu yeniden yaşamak için tekrar yüksek şeker istemesine yol açar. Böylece bir bağımlılık döngüsüne sıkışıp kalırsınız ve bu bağımlılık döngüsü, şekerden vazgeçmenin ne kadar zor olduğunu açıklar.

Şeker Bağımlılığı ve Obezite

Dünyada milyonlarca kişi aşırı kilo sebebiyle obez sınıfına girmekte ve bu sayı gün geçtikçe artmaktadır. Fazla kilosu olan insanların %40’ının erken ölme olasılığı iki kat fazladır ve ek olarak çok sayıda sağlık sorunu için de risk sınıfına girerler. Obezitenin ilişkili olduğu başlıca sağlık sorunları şunlardır:

  • Şeker hastalığı
  • Kanser
  • Kalp hastalıkları
  • Felç
  • Tansiyon
  • Astım
  • Safra kesesi taşları
  • Uyku apnesi

Şeker bağımlılığı kişiye yalnızca fiziksel hasar vermekle kalmaz. Fazla kilolu insanlar için tıbbi maliyetler, ortalama kiloya sahip insanlara göre daha yüksektir. Bunun yanı sıra yüksek bir vücut kitle indeksi (BMI) kişinin depresyona girme olasılığını arttırır. Ek olarak, obez olan insanlar için akıl ve ruh sağlığı sorunları geliştirme olasılığı çok daha yüksektir.

Daha basit bir ifadeyle, obezitenin asıl nedeni aşırı kalori almak ve egzersiz yaparak yeterince kalori yakmamaktır. Günümüz dünyasında insanların tüketim alışkanlıklarının yüksek kalorili gıdalardan oluşması nedeniyle insanlar çok fazla şeker, doymuş yağ ve sodyum tüketir. Ne yazık ki pek çok insan gıda etiketlerini okumaz ya da anlamaz, bu da insanların ne tükettiğini bilmemeye yol açar.

Amerikan Kalp Derneği’ne göre, kadınların günde 6 çay kaşığından fazla ve erkeklerin ise 9 çay kaşığından fazla şeker tüketmemesi gerekir. Açıkçası günlük hayatta şekerden kaçınmak oldukça zordur. Çünkü şeker sadece tatlılarda değil kuru fasulye gibi bakliyatlarda da bulunur. Kendini şeker tüketimini kesmeye adamış insanlar sağlık bilincine sahipken yine de tatlı atıştırmalıklar tüketebilirler. Bir şeker bağımlılığı, kişinin hayatı üzerinde duygusal ve fiziksel kontrolü ele geçirmeye başladığı an büyük bir sorun haline gelir.

Şeker Bağımlılığı ve Aşırı Yeme (Binge Eating)

Şeker Bağımlılığı ve Aşırı Yeme
Şeker Bağımlılığı ve Aşırı Yeme

Aşırı yemek yeme durumu, şeker bağımlılığının en çok endişe veren yönlerinden biridir. Tıkınırcasına yemek yeme; çok fazla ve çok hızlı yemek yemenin ardından suçluluk, utanç ve iğrenme duygularının baş göstermesine verilen addır. Tıkınırcasına yiyiciler, kendilerini rahatsız edici bir şekilde doyana kadar yemek yemeye devam ederler ve obezite için çok büyük risk altındadırlar.

Ayrıca aşırı yeme, şeker içermeyen yiyecekleri aşırı tüketmenin aynı ruh hali düzenleyici ve kendi kendini tedavi edici etkileri için tatlılara odaklanmayı içerebilir. Yiyeceklerin ama özellikle de şekerli yiyeceklerin, duygusal durumlar için kısa vadeli bir çözüm olduğunu unutmamak oldukça önemlidir. Eğer depresyonla mücadele ediyorsanız ve yiyecekleri de kolluk kuvvet olarak kullanıyorsanız terapiyi ya da rehabilitasyonu seçenekleriniz arasında düşünmeye başlamanız gerekir.

Şeker Bağımlılığı ve Duygusal Yeme

İnsanlar, şekerin kişiye anında enerji verme yeteneğini, şekerli yiyeceklerin güzel tadıyla birleştiğinde oldukça çekici bulabilirler. Uzun ve stresli geçen bir günün ardından şeker tüketimi bazı insanlara hızlı bir düzelme sağlayabilir. Ayrılık gibi ya da başka duygu kaynaklı stres durumlarına maruz kalan insanlar, zor şeyler yaşadıkları zaman kendilerini rahatlatmak adına genellikle çikolata gibi bol şekerli yiyecekler tüketirler.

Bununla birlikte, duygusal sorunlarla başa çıkmak için şeker tüketmeye yönelen insanların şeker bağımlılığı geliştirme ihtimali çok daha yüksektir. Kilo alımı, sorumlulukları yeri getirememe ve günlük fonksiyonellikte gerileme gibi durumlar, duygusal rahatlama için şeker bağımlılığının belirtileri arasındadır. Tüm bu belirtiler kişilerin benlik saygısına zarar verebilir, çaresiz hissetmelerine neden olabilir ve benlik değerini düşürebilir. Böylece bu insanlar, daha fazla şeker tüketmeye başlayarak şiddetli bir şeker bağımlılığına yakalanırlar.

Duygusal yeme, kişinin fiziksel açıdan ziyade duygularına dayalı olarak aşırı yemek yemesi durumudur. Tipik olarak kişilerin tükettiği yiyecekler sağlıksız olmalarının yanı sıra, çok büyük porsiyonlara sahiptir. Duygusal yiyici olan insanlarda şu durumlar gözlenebilir:

  • Yemek yiyerek duygularını uyuşturmak
  • Başkalarından saklanmak için tek başına yemek yemek
  • Belli başlı yiyeceklere yoğun bir şekilde istek duymak
  • Stresli bir durum esnasında ya da daha sonrası yemek yemek
  • Yemek yerken duygusal anlamda rahatlamış hissetmek

Tıkınırcasına yiyiciler gibi tıpkı duygusal yiyiciler de çok miktarda yiyecek tüketmelerinin ardından, suçluluk, utanma ya da iğrenme hissedebilirler.

Şeker Bağımlılığı ve Anksiyete

Yapılan araştırmalar sonucu, anksiyetenin ve şeker arzulamanın doğrudan bir ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Tıkınırcasına yeme ya da anoreksiya gibi yeme bozukluklarının altında yatan birtakım sebepler mevcuttur. Çoğu zaman bu tür durumlardan muzdarip olan kişiler, psikolojik ve duygusal sorunlarla mücadele ederler. Aşırı stresliyken yemek yeme hali, yeme bozuklukları ve anksiyete arasındaki ilişkinin yaygın bir örneği olmasının yanı sıra, şeker tüketimi de genellikle yine bu durumla ilişkilidir.

Anksiyete, vücutta stres hormonu olan kortizolün salgılanmasına neden olur ve bu da bazı insanlarda iştah kesilmesine neden olabilir. Öte yandan, aşırı stres durumu şeker tüketmeyi halihazırda seven insanları, daha çok şeker tüketmeye teşvik edebilir. Şeker bağımlılığı, kaygıyı yatıştırmak amacıyla yemek yeme ile birlikte ortaya çıktığı zaman genellikle aşırı kilo alımıyla sonuçlanır. Tüketilen şeker, başta beyindeki serotonin seviyesini arttırırken, şekerin vücutta azalmasıyla birlikte ortaya çıkan yorgunluk ve depresyon belirtileri, kaygının artmasına neden olabilir.

Şeker Bağımlılığından Kurtulmak Mümkün mü?

Şeker Bağımlılığından Kurtulmak Mümkün mü?
Doğru yöntemlerle şeker bağımlılığından kurtulmak mümkün.

Öncelikle böyle bir şüpheniz var ise bu konuda bir uzmana danışmaktan daha iyi bir çözüm yolu yoktur. Eğer kalıtsal bir hastalığınız ya da bir rahatsızlığınız varsa öncelikli olarak bu durumu doktorunuz ile konuşmanız en sağlıklısı olacaktır. Sonrasında ise bir diyetisyen ile görüşerek bu durumunuz ile ilgili çalışmalara başlayabilirsiniz. Şunu unutmayın ki hastalığınız potansiyel bir şeker hastalığıdır ve buna göre bir diyet uygulamak durumunda kalabilirsiniz. Sağlıklı yaşamanın temel koşullarını hayatınızda bir süre değil sürekli yaşamanız hem sağlığınızı hem de yaşam kalitenizi arttırır.

Şeker Bağımlılığının Tedavisi Var mıdır?

Karbonhidrat bağımlısı olan insanlar için şeker bağımlılığının önüne geçmek oldukça zor bir iştir. Günümüzde pek çok rehabilitasyon merkezi şeker bağımlılığının tedavisi için özel tedavi planları sunmamaktır. Bu konuda yardıma ihtiyaç duyan kişiler, aşırı yeme durumuyla mücadele etmek ve nüksetmesini önlemek için çeşitli diyet programlarına katılabilirler. Ancak, bağımlılık uzmanlarının pek çoğu bu programların bağımlılık çemberini kırmada etkili bir yöntem olmadığını öne sürer.

Diğer madde bağımlılıklarından farklı olarak şeker bağımlılığı, sağlığınıza olan etkilerini çok geç olana kadar fark edemediğiniz sessiz bir katildir. Ayrıca şeker, Amerika’da dejeneratif hastalıkların da ana nedenlerinden biridir. Şekerin vücudunuza verdiği hasar çoğunlukla uzun vadeli olmakla beraber başlıca sebep olduğu sağlık sorunları şunlardır:

  • Anksiyete bozuklukları
  • Hiperaktivite
  • Otoimmün bozukluklar
  • Obezite
  • İnsülin direnci
  • Tip 2 diyabet
  • Kalp hastalıkları
  • Beslenme yetersizlikleri

Rafine bir miktarda şeker alımını azaltarak, şeker için alternatifler bulmak amacıyla bir doktor ya da beslenme uzmanıyla görüşebilirsiniz. Böylece uzman olan bu kişiler size, kan şekeri düzeyinizi düşürmek için etkili yöntemler önerebilir ve uygulayabilirler.

Şekerden Nasıl Vazgeçilir?

Öncelikle bir kişinin şekerden vazgeçebilmesi için şeker tüketimini azaltmasının ya da şeker tüketmeyi bırakmasının neden yararlı bir şey olduğunu anlaması gerekir. Şeker tüketimine ara vermeniz için illa bir şeker bağımlısı olmanız gerekmez. Fazla şeker tüketimine ara vermenizin sebeplerinden biri şekeri sisteminizden temizlemek olabilir.

İlk olarak, tatlı ya da karbonhidrat tüketme isteğinizin temel sebebini keşfetmeniz gerekir. Günlük rutininizi inceleyebilir ve her hafta beslenme düzeninizden şeker içeren bir gıdayı çıkartmakla başlayabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse, sabah çayınıza ya da kahvenize şeker koymamakla işe koyulabilirsiniz. Daha sonra akşam yemeğinde ekmek yemeyi kesebilir ya da akşam yemeğinin ardından tükettiğiniz tatlıyı yemeyebilirsiniz. Yapmış olduğunuz bu değişikliklere vücudunuzun neredeyse anında tepki verdiğinde oldukça şaşıracaksınız.

Su Tüketimini Arttırın

Su Tüketimini Arttırın
Su Tüketimini Arttırın

Vücudunuzu nemlendirmek ve susuzluğunuzu dindirmek kahve, çay ya da gazlı içeceklerle değil su içerek gerçekleştirebileceğiniz durumlardır. Elbette bu içeceklerin tadı harika olabilir ve bunları içmekten hoşnut olabilirsiniz ancak aynı zamanda vücudunuzun da susuz kalmasına neden olurlar.

Uzmanlara göre, oksijenin vücudunuzda serbestçe dolaşabilmesi ve böbreklerin atıklardan kurtulabilmesine yardımcı olmak için her gün 2-3 litre su içilmesi gerekir. Daha da iyisi, su tüketimi vücudunuzdaki fazla şekerin de atılmasına yardımcı olur. Su tüketiminizi daha eğlenceli bir hale getirmek için suyunuzun içine çubuk tarçın, nane yaprakları, limon, portakal ya da salatalık dilimleri ekleyebilirsiniz.

Düşmanınızı Tanıyın

Tükettiğiniz ürünlerin içerdiği şeker oranını bilmek oldukça önemlidir. Eğer insanlar bir ürünü tüketmeden önce o ürünün içerdiği şeker miktarını bilselerdi muhtemelen tercihlerini daha sağlıklı bir üründen yana yaparlardı. Ek olarak, eğer şeker alımını sağlığınızı etkileyen bir bağımlılık olarak görüyorsanız bu alışkanlıktan kurtulana kadar günlük şeker alımınızı azaltmanız gerekir.

Protein ve Sağlıklı Yağ Alımınızı Arttırın

Güne sıkı bir kahvaltı yaparak başlamak, gününüzün geri kalanını önemli bir ölçüde etkiler. Öğünlerinizde proteinin yer alması size uzun vadeli enerji verir ve şekerli yiyeceklere olan istediğinizi bastırır. Yumurta, fıstık ezmesi, fasulye, baklagiller, balıklar ve kuruyemişler yüksek protein değerine sahiptir.

Sağlıklı yağ alımını arttırmak da şeker tüketimini azaltmaya ya da tamamen kesmeye yardımcı olur. Zeytin yağı, avokado, Hindistan cevizi, fındık ve çeşitli tohumların yağları, sağlıklı yağlar arasında gösterilir. Her öğünde 1 ya da 2 yemek kaşığı sağlıklı yağ tüketmek oldukça önemlidir.

Tatlılar Yerine Meyveleri Tercih Edin

Meyveleri Tercih Edin
Meyveleri Tercih Edin

Dondurma, kek ya da kurabiye gibi tatlılar başta olmak üzere pek çok atıştırmalık çok ciddi miktarda şeker içerir. Daha fazla şeker tüketmek istemenizin, yorgun ve aç hissetmenizin temel nedenlerinden biri fazla şeker tüketimidir. Bu nedenle elma, mandalina ve portakal gibi daha sağlıklı alternatifleri seçmek sağlığınız için oldukça önemlidir.

Ek olarak meyveler, sadece şeker ihtiyacınızı azaltmakla kalmaz aynı zamanda da beslenme düzeninizdeki lif, mineral ve antioksidan oranını da arttırır. Doğal şeker oranı en düşük meyveler şunlardır:

  • Ahududu
  • Böğürtlen
  • Çilek
  • Armut
  • Erik

Ancak, canınız çok tatlı çektiği zaman birkaç parça bitter çikolata yemekten bir zarar gelmez. Bitter çikolatalar, sütlü çikolatalara kıyasla nispeten daha az şekerli ama daha lezzetli olan kakao içeriğine sahiptir. Ayrıca bitter çikolata yemek yerine, yiyeceklerinizi zencefil, Hindistan cevizi, tarçın ya da limon otu gibi baharatlarla da zenginleştirebilirsiniz.

Uykunuzu Düzenleyin

Kaliteli bir uyku uyusanız da uyumasınız da doğal insan sirkadiyen ritim döngüsünün bir parçası olarak kan şekeriniz, her gece yükselir. Pek çok çalışma, geceleri 6 saatten az uyuyan insanların iştah düzenleyici hormonlarını değiştirdiğini gözlemlemiştir. Böylece bu insanlar, ilave şeker tüketmek isterler, düzensiz beslenme alışkanlıklarına sahiptir ve sağlıksız gıda maddeleri tüketirler.

İyi bir gece uykusu uyumak, stres seviyenizin düşmesine, hafızanızın gelişmesine, daha sağlıklı yiyecekler tüketmenize ve daha sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmanıza yardımcı olur. Ek olarak, gündüz uykularını en aza indirgemez ya da onlardan tamamen kaçınmak sağlığınız için ekstra faydalıdır.

Hayatınızdaki Stresi Azaltın

Stresli durumlar yaşamanız halinde insülin seviyeniz düşer ve stres hormonu seviyeniz oldukça yükselir. Buna ek olarak, şekerin stres hormonları üzerinde sakinleştirici bir etkisi olduğuna ve stresli hissettiğiniz zaman şeker arzulamanıza neden olduğu yaygın bir inanıştır.

Elbette ki hayatınızdaki stresi azaltmak kolay olmayabilir ancak gününüzü bir program dahilinde planlamak, stres seviyenizi kontrol altında tutabilir. Buna karşılık, beslenme diyetinizden şekeri çıkarak daha rahat bir kafa yapısına erişebilirsiniz ve böylece şekere duyduğunuz isteği kontrol altına alabilirsiniz.

Derin nefes alma, kısa bir yürüyüşe çıkma, meditasyon yapma ya da yoga gibi rahatlamanıza yardımcı olacak ve dikkat gerektiren aktiviteler yapmaya başlarsanız kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz. Sevdiğiniz bir insanla konuşmak, hayvan sevmek, müzik dinlemek, en sevdiğiniz kitabı okumak, sinemaya gitmek ya da dizi izlemek de sahip olduğunuz stresi azaltmada sakinleştirici bir etkiye sahiptir.

Şekerli Yiyeceklerden Kaçının

Şekerli Yiyeceklerden Kaçının
Şekerli Yiyeceklerden Kaçının

Etrafınızdaki şeker içeren ürünlerin hepsini çekmecelerinizden, dolaplarınızdan, iş yerinizden, arabanızdan ve en önemlisi de buz dolabınızdan çıkartmakla işe başlayın. Aromalı yoğurtlar, çubuk krakerler, dondurmalar, meyve suları, işlenmiş yiyecekler ve kurabiyeler hayatınızdan tamamen çıkmalı. Böylece çevrenizde abur cubur olmadığında şekerli yiyecekler yeme isteğiniz gözle görülür bir biçimde azalır.

Yağsız et, balık, sade yoğurt, tarçın, taze meyve ve yeşil yapraklı sebzeler gibi sağlıklı gıdaları stoklamak şekerli yiyeceklerden kaçınmanıza oldukça yardımcı olur. Pişirdiğiniz yemeklerde Hindistan cevizi yağı ya da zeytin yağı kullanmak, daha sağlıklı öğünler tüketmenizi sağlar.

Ayrıca insanların pek çoğu, şekeri tükettiği alkollü içeceklerden alır. Eğer şeker alımını azaltma ya da tamamen kesme konusunda ciddi bir tutuma sahipseniz alkollü içecekleri bir an önce bırakmanız gerekir.

Tahıllı yiyecekler tüketmek, şekerden kaçınmanın en iyi yollarından biridir. Lifler hariç, karbonhidratlar glikoza dönüştüğü için tahıllı yiyecekler tüketerek glikoz indeksine göre şeker arzunuzun yoğunluğunu değerlendirebilirsiniz. Rafine karbonhidratların da şekerden neredeyse hiçbir farkı olmadığını unutmayın ve size şeker tüketme isteği veren tüm yiyeceklerden şiddetle kaçının.

Son olarak, kalori yüklü abur cuburları sağlıklı ve şekersiz olan atıştırmalıklarla değiştirmeniz oldukça önemlidir. Şekeri meyveyle, buğdayı fındıkla ve yemeklik yağı Hindistan cevizi yağıyla değiştirerek hayatınız için önemli olan o adımı bir an önce atın.

Şekerden sonra tuz bağımlılığının ne olduğunu öğrenmek isterseniz; Tuz Bağımlılığı Nedir ve Zararları Nelerdir? yazımızı inceleyebilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir